Foto Blog Fotoğraf

Günlük Yaşam Fotoğrafçılığında Öğrendiğim 10 şey

DAVE POWELL

1. “Yap ya da yapma… denemek yok.”

Bir çok insan fotoğrafçılık kariyeri yapmada yeterince şanslı olduğundan günlük fotoğraf çeker. Kimi bütün zaman boyunca sadece fotoğraf çeker kimi de bir “365 gün projesine” girişir. Fotoğrafçılığımı hızlı bir şekilde geliştirmek adına gündelik yaşam fotoğrafları çekmek istediğim “ShootTokyo” çalışmasından sonra kararımı verdim. Günlük fotoğraf zor iş değil. Bu iş yaratıcı ve planlı bir biçimde adanmayı gerektirir. Gerçekte bir o kadar da önemli ölçüde zamanla daha kolay bir hale geliyor. Ilk başladığımda ilginç bir şeyler bulabilmek için beynime işkenceler yapardım ama şimdi beni sadece on dakikalığına herhangi bir noktaya koyun bir şeyin fotoğrafını çekebileceğim pek çok yol bulurum.

2. “Kameranı gittiğin her yere götür.”

İyi fotoğraflar çekebilmek için kameranızın hep yanınızda olması gerekir.
İnsanlar sıklıkla bana “fotoğraf çekmek için nereden zaman bulacağım?”
diye sorar. Dürüstçe söylemem gerekirse gittiğim heryerde önümdeki
herşeyi çekerim. En iyi fotoğrafların çoğu planlanmadan ya da
kurgulanmadan çekilir. Olaylar ve durumlar belirir ve siz fotoğraflarsınız.
Kameramın yanımda olması sayesinde Japonya’ da meydana gelen 11 Mart
depremini yaşarken çekebildim ve onları ailemle, arkadaşlarımla ve eninde
sonunda Tokyo’ da yakınları olan yabancılarla paylaşabildim.

3. “İnsanları fotoğrafla.”

Çekebileceğiniz en ilginç fotoğraflardan biri, insan fotoğraflarıdır. Size bir sırrımı açıklayacağım: bir çok kimse fotoğrafının çekilmesinden hoşlanır. Bir çok fotoğrafçı insanlardan fotoğraflarını çekmek istemeye utandığından sinsice yaklaşıp görüntü almaya çalışır. Bu, aşmanız gereken bir sorundur. Bir çok insan fotoğrafının çekilmesinden hoşlanırken bir de nasıl çektiğinizi bilmek ister. Rastladığım on kişiden dokuzu bunu söyler ve her ne arıyorsanız onun duruşunu ya da büyük bir gülücük verir. Samimi olan bu yaklaşım bence işe yarıyor ve basitçe “fotoğrafınızı çekebilir miyim?” sorusunu onlara sıklıkla sorarak her ne yapıyorlarsa onları rahatsız etmeden fotoğraflarını çekiyorum. Ayrıca onlara “Fotoğraf Kartları” adını verdiğim bu iş kartlarını vererek bana eposta gönderdiklerinde memnuniyetle yüksek çözünürlüklü bir fotoğraflarını gönderebileceğimi bilmelerini sağlıyorum. Muhtemelen %10 gibi bir oranla gerçek eposta geliyor ancak onlara bir kart vermek etkileşimi daha fazla ‘meşru’ hale getirmeyi ve insanları rahatlatmayı gerektiriyor.

4. “Ne kadar az donanım taşırsan o kadar çok fotoğraf çekersin.”

Bu benim ağır kamera ekipmanlarıyla Tokyo’ yu bir baştan diğer başa geçerken zor yoldan öğrendiğim bir derstir. Genellikle evden Canon 5DMKII kameramla ayrılırdım. Yakalayacağım herhangi bir görüntüyü sağlasın diye yanımda taşıdığım uygun lens çeşitlerinden ( 16-35mm, 24- 70mm, 50mm, 135mm ve belki 70-200mm) emin olmak isterdim. Ayrıca filtre çeşitleri, bir ya da iki flaş ve diğer ufak tefek şeyler. Günün sonunda, sırtımda bu kadar yük taşımaktan tüm enerjimi kaybettim ve fotoğraf çekmek için fazla zamanım olmadı. Gerçek şu ki nasıl kullanacağınızı bildiğiniz bir ekipmanla iyi fotoğraf çekebilirsiniz. şimdi daha sık ya da nadir evden tek bir sabit lensle ayrılıyorum. Bu bana elimdeki tek değerli lensle fotoğraf çekmeye odaklanmamı ve yaratıcılığımı ortaya çıkarmamı sağlıyor. Çok küçük aksesuarlar taşırım; fazladan kart, ek pil, ND filtre ve lens bezi. Hepsi bu. Sınırlı ekipmanım yüzünden bazı görüntüleri kaçırabilir miyim? Kesinlikle, ama kaçırdığım görüntüyü elde ettiğim diğer görüntülerle telafi ederim

5. “Kendini haftada sadece tek lensle fotoğraf çekmeye zorla.

Dört numaralı dersin en önemli kısmı donanımınızı nasıl kullanmanız gerektiğini bilmenizdir. Nasıl fotoğraf çekeceğimi veya istediğim görüntüyü elimdeki ekipmanlarla nasıl elde edeceğimi bilemediğimden sıklıkla her çeşit lensi taşıdığımı farkettim. 50 mm ile sınırlı olduğumu hisseder ve uzak konular için yanımda 70-200 mm, ihtiyacım olan şeye zum yapmak için 24-70 mm ve daha geniş bir alanı alabilmek için 16-35 mm lenslerin olduğundan emin olmak isterdim. şimdi yalnızca sabit bir lensle çalışıyorum. Leica ile birlikte 21mm f/1.4 Summilux, 35mm f/1.4 Summilux ve bir de 50mm f/0.95 Noctilux lens kullanıyorum.

Gerçek, nasıl kullanabileceğinizi bildiğiniz muhtemel bir lensle iyi bir fotoğraf çekebilmektir. Bununla demek istediğim şey, eldeki bir lense uygun görüntüler iş görür. İstediğiniz perspektifi elde etmeniz için belirli bir odak değerinde nasıl bir açı ya da mesafeye ihtiyaç duyarsınız? Elimdeki 50 mm ile çok iyiydim ama 35 mm ile gerçekten çok problem yaşadım, hemen bir 21 mm satın aldım ve ondan nasıl kurtulacağımı bilemedim. Kendimi bir haftada tek bir lensle çalıştığım bir rotasyona zorladım. Dürüst olayım, benim için şiddetli derecede asap bozucu bir işti. İhtiyaç duyduğum görüntüleri çekmek olanaksız olduğunda farklı lens kullanmak istediğim zamanlar oldu ama bir kaç gün sonra aradığım görüntüler için bu iş daha kolay hale geldi ve sonrasında kamerayı gözüme kaldırmadan önce ön-canlandırma yapabilmeye başladım. şimdi elimdeki herhangi bir sabit lensle sokaklarda rahatlıkla dolaşabiliyorum ve beni mutlu eden dolu kartlarla eve geliyorum

6. “Kişisel bir tarz geliştir.”

Fotoğrafta doğru ya da yanlış yoktur. Kimi flaşları sever. Kimi IPhone ile fotoğraf çekmeyi. Kimi saatlerce photoshop başında zaman geçirmeyi sever. Neyi seviyorsan onu yap. Gündelik fotoğraf çekmek kişisel bir stil geliştirmede bana yardımcı oldu. İlk başladığım sıralarda hep insanları izler ve ‘onlar’ gibi çekip çekemeyeceğimi anlamaya çalışırdım. Bu bana ekipmanımı kullanmayı öğretti ama bir kere kameranızı nasıl kullanacağınızı öğrendiğinizde bir tarz geliştirmeniz gerekir. Tarzımın bir adı yok ama ayıklanmış ve temiz, doğal fotoğrafları severim. Kesinlikle fotoğraf üzerinde işlem yapmayı sevmem. Ençok yaptığım şey küçük noktaları temizlemek, az bir şey kesmek ya da poz değeriyle oynamaktır ama benim için Mac’ imdeki photoshop küçük kusurları düzeltmek fakat fotoğraf yapmamak içindir. Hikayelerimi anlatırken çok sınırlı alan derinliklerini kullanmayı severim. Yapabileceğiniz ya da yapamayacağınız, yapmanız ya da yapmamanız gereken katı ve değişmeyen kural yoktur. Temel kuralları öğrenin ve sonrasında onları uygulamak için nasıl seçim yapacağınıza karar verin.

7. „Uçak penceresinden çekim yap“

Hiç uçak penceresinden çekim yapan biri olmamıştım. Kariyerim süresince muhtemelen 1,000,000 mil uçuş yaptım ve ne kadar çok konu kaçırdığıma inanamıyorum; Alaska, Mt Fuji, Mumbai’ nin yoksul mahalleleri, Chicago havayolu, Boston’ a varışlar. Bunu bu sene yapmaya başladım ve sonuçlardan çok memnunum

8. ‘Yeni şeyler dene’

Neden hoşlandığını öğrenmek için farklı fotoğraf denemeleri yap. Ayı
fotoğraflamaktan ne kadar zevk aldığımı, bunun ne kadar kolay iş olduğunu
ve ihtiyacım olan her şeye sahip olduğumu anladığımda şaşırmıştım. Eğer
ayı fotoğraflamayı öğrenmek istiyorsanız bunu okuyun:
http://shoottokyo.com/photograph-moon/

Ayrıca HDR fotoğrafları sevdiğimi keşfettim. Fotoğraflarımı değiştirmek için
yazılımdan yararlandığım tek zaman budur. HDR kolay uygulanabilir bir şey
ama öyle ki dikkatli olmam gerek ama gerçekten bu işi sevdiğimi anladım.
Shoot Tokyo çalışmamdaki ilk baskım HDR ile yapılmıştır.

Pan tekniği fotoğraflarınızı canlı kılmak için hareket ve devinim getirmenin
çok iyi bir yoludur. Eğer bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız bu yazıyı
okuyunuz: http://shoottokyo.com/bring-photograhy-alive-panning

9. “Gece çekimi yapın“
Çoğunlukla gece çekimi yaparım. Güneş batarken çekim yapmayı bırakan
insanların sayısı beni şaşırtır. İhtiyacınız olan şey bir tripot, düşük ISO ve
biraz pratik. Güneş batarken fotoğraflanacak çok fazla şey var. Işık izleri
gibi…

10. ‘Her şeyi yedekle’

Bu konunun üzerinde yeterince duramam. Geçen kış ve bu bahar Mac’ le arka arkaya gelen çok ciddi şanssızlıklar yaşadım. Gerçekte Mac’ lerimdeki 5 hard disk zarar gördü. Her seferinde tam bir yenileme yapmak için yeni bir Apple temin ettim ancak bu sorun devam etti. Sorunun kaynağını espit edemediler ama Katı Hal Flaş Sürücü donanımlı bir Mac ile daha güvenli ve kazasız belasız çalışıyorum. Doğal olarak çok paranoidim öyleki tüm bu sorunları yaşarken tek bir fotoğraf dahi kaybetmeyecek kadar şanslıyım. Bu deneyimlerden şunları öğrendim: her şeyi yedeklemeyi, çok ve çeşitli ortamlarda veri saklamayı. Yedekleme yapmadan hard drive’ larını kaybeden arkadaşlarım ve fotoğraf dostlarım var. Tüm fotoğraflarımı kaybettiğim duygusunu hayal edemiyorum ama bu durumun başıma hiç gelmeyeceğine emin olmak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

Şu an Apple’ın FireWire’lı (Apple tarafından geliştirilen, bilgisayara çevre ürünleri bağlanmasında kullanılan yüksek hızlı arayüz bağlantısıdır.) zaman makinesi Western Digital sürücüsünü kullanarak yedekleme yapıyorum.Bunu seyahat esnasında yapıyorum ve böylece yedekleme ünitesi hep yanımda oluyor. Seyahat esnasında bir çok kişi yedekleme işini ihmal ediyor. Sürücünüzü kaybedebilirsiniz, makineniz virüs kapabilir ya da laptop’ unuz çalınabilir. Silmeden önce kart ve bilgisayarımdaki verileri çekip çıkarırsam verilerimi yedeklemiş olurum. Ayrıca ayda ikinci bir yedekleme olsun diye elimdeki ‘resim’ dosyalarını kopyaladığım bir çok çeşit ilave sürücüler bulundur.

Dave Pavell Kimdir?

https://shoottokyo.com/about-shoottokyo

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir