Cittaslow Türkiye

Sığacık; sakin ve sıcacık – II

Sığacık Kaleiçi Konserleri

23 Ağustos

Bugün kahvaltıdan sonra Bülent’i bekledik. Akşam burda Kaleiçi`nde Yeni Türkü’nün konseri var. Güzel bir şans.

Bülent, eşi Nalan ve oğulları Deniz geldiler. Biraz sohbet, biraz çay, biraz da anılar derken zaman hızla akıp gitti. Kaleiçini gezdik birlikte. Sonra Akkum’daki Değirmeni görmek istedik ve oraya doğru arabayla hareket ettik. Ama Akkum mahşeri bir kalabalıkla bizi karşıladı. Kendimizi otomobil pazarında hissettik. Sağa sola, kaldırımlara, yol kenarlarına, uzağa, yakına nerede boş bir yer varsa arabayla doldurulmuş. Plajda insan seli. Maya işletme Köyünü geçip de Değirmene gitmek gerekiyordu. Fakat izin vermediler. Bir dizi mazaret sunarak.

Hava esmiyor, sıcak tepemizde. Bunalıyoruz. Dönüp evin yolunu tuttuk. Sonra onları yolcu ettik.

Yeni Türkü

20.30 Kaleiçi”ne doğru yol aldık. Konser yerine vardığımızda sandalyeler daha tam dolmamıştı. Konser başlamadan alan tamamıyla dolmuştu. Yaklaşık yarım saat gecikmeyle başladı. İnanılmaz bir konser izledik. Derya’nın ve birlikte çaldığı müzisyen arkadaşlarının performansı inanılmazdı. Unutulmaz bir konser izledik.

Ege’nin Mutfağı; Kaleiçi lezzet durakları

24 Ağustos

Rutine bağladık. Kahvaltıdan sonra denizin yolunu tuttuk. Akarca denizi en beğendiğimiz yer. Yine bulunduğumuz aynı yere gittik. Deniz yine hafif dalgalı, su yine çok sıcak değil. Ve bulunduğumuz alan yine diğer yerlere göre çok sakin. 18.00”e doğru eve dönüyoruz.

Milos Balık – gündüzleri kapalı

 

 

 

 

Hazırlanıp, iki gün önce rezervasyonunun yaptığımız Kaleiçi Milos Balık’a gidiyoruz. Hava güzel. Ortam güzel. Bizim de keyfimiz yerindi. Yemekleri özenle seçmeye çalışıyoruz. Ana yemek olarak her birimiz Deniz Levrek seçiyoruz. Ara sıcaklardan Atom Güveç. Bildiğimiz yoğurt sosun üzerine buralarda Atom adı verilen acı biber Demet’in göreceksiniz. İnanılmaz acı, fakat lezzetli. Mezelerde ise bir Ordöv tabağı hazırlatıyoruz. Normalinde Deniz ürünlerinden bir adet seçip, yanın da meze çeşitlerinden 5 adet seçebiliyorsunuz. Biz Deniz ürününden vazgeçip 6 çeşit meze seçiyoruz. Mezeler de lezzetli. Bir adet Greek Salad aldık. Domates, biber, salatalık, soğan iri iri doğranmış, siyah ve yeşil zeytinler, iki adette tulum peyniri dilimi üzerine konmuş, kekiklenmiş bir salata, biz özelliği yok yani. Bir adet 20lik Rakı, Gülseren ise beyaz şarap istedi. Tabii en son balık geliyor.

Milos Balık

Bu ara da biz biraz kafaları ütülemişiz bile, sohbetin dibine vurmuşuz. Bizim gibi çok az yiyen insanlar için Balık çok da gerekli değildi aslında. Ben normalde Levreği severim. Doyma durumumuzdan mı yoksa gerçekten lezzetli mi değildi, bilemiyorum…bana oldukça fazla geldi. Zaten ancak yarısını, o da zorlayarak yiyebildim. Gülseren ve Güler ise balığı resmen katlettiler. En son Milos Tatlı ile bitirdik. Milos Tatlı ise Revaninin üzerin bir çeşit kaymaklı cevizli sos gezdirilmiş bir tatlı. Keyifli bir akşamın faturası 450 TL. Cüzdan boşaldı.

Milos Balık

Aslında yemek fiyatlarını internet sitesinden göreceksiniz zaten. Balığın fiyatı sadece yazılmamış. Kilogram üzeri satılıyor. En küçük Levrek 500 gr. En küçüğünü söyledik zaten. Ki onu bile bitiremedik. Fiyatı 75 TL. Bir de içkinin fiyatı yazmıyor internette. Malum dövüz fiyatları sürekli değişiyor bu ülkede. Belki de ondandır. Ama Menüde bulabilirsiniz. Tek (5cl) 20 TL, 20’lik ise 75 TL.

Burda lezzetli mezeler ve arasıcaklar yemeden dönmeyin derim. Balık ise tercih meselesi. Yerin atmosferinin hoşluğu da çabası. Mutlaka deneyin. Bir de yer ayırtmayı da unutmayın.

Akarca Adakent Plajı

25 Ağustos

Bugün denizdeydik. Yine Akarca’da. Bu kez farklı bir yerden denize girmek istedik. Halk Plajının olduğu yerde. Stadyuma yakın. Fakat inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşınca, eski yerimize doğru gitmeye karar verdik.

Akarca Adakent Plajı

Yaklaşık 1km uzaktayız. Sahil boyununca yüründük. Adakent Plajının bulunduğu alan çok güzeldi, fakat şezlong sorunu olduğundan dolayı, yine her zamanki yerimiz Şahin Aile Cafe’sinin bulunduğu yere doğru yürümeye devam ettik. Suyun ve güneşin keyfini son defa çıkardık. Gülseren sayesinde. Bir daha da denize girer miyiz. Meçhul yani. Gülseren yarın yolcu. Keyifli günler çabuk geçiyor.

F.Altay – Üç Kuyular Durağı

26 Ağustos

Bugün Gülseren”i yolculuyoruz. Saat 8.30 servis bizi kapıdan aldı. Yelki yakınlarında biz yoldan inip Alaçat”ıya gitmeyi planlıyoruz. Gülseren le vedalaşıp, İzmir Üç Kuyular’ a diğer adıyla F.Altay’a dolmuş bekliyoruz.

Dolmuş geliyor Gümüldür – F.Altay arası çalışıyor… Sırasıyla, Gümüldür, Ürkmez, Doğançay, Akarca, Seferihisar, Bademler, Yelki, Güzelbahçe, Narlıdere istikametini izliyor. Son durakta inip, alt geçitten karşı tarafa geçiyoruz. OPED den hemen sonra bütün dolmuşların kalktığı yere varıyoruz. Saat 09.40. Çeşme Turizm’de tam kalkmak üzereydi. Atlıyoruz. Kişi başı 18 TL ve 40-50 dakika sürecek yolculuk.

Alaçatı; renklerin büyüsü

Alaçatı’ya 10.30 gibi varıyoruz. Şehir Merkezi’ne doğru iniyoruz. Tepede bizi hemen Değirmenler karşılıyor. Dönüşte uğrayacağımız için, hediyelik eşyaların, çeşitli restoran, lokanta ve işyerlerinin arasında yürümeye başlıyoruz. Güzel, daha fazla turistik olduğu her halinde anlaşılıyor. Caminin, ki eskiden kiliseymiş, bulduğu bölgeden aşağı sokaklarına doğru iniyoruz.

Refiğin Bahçesi

Kahvaltımızı Refiğin Bahçesinden yapıyoruz. Doyurucudı güzel bir kahvaltıydı. Reçeller, özellikle Karadut ve Zeytin reçeli, Otlu Peynirli yumurta ve tulum peyniri çok güzeldi. Sınırsız çay, otlu gözleme vs. 90 TL bir para ödedik.

Alaçatı

Butik dükkanları, dar sokakları, rengarenk dükkanlar ve çiçeklerle bezenmiş duvarlar, pencereler, sizi büyülüyor. Ve burada bir kaç gün geçirmek gerektiğinin bilincine varıyorsunuz. Kafeler, küçük dükkanlar, barlar, meyhaneler, renkli ve güzel bir renk cümbüşü  içinde sizi karşılıyor. Bir kaç saatin buraya yetmeyeceğini anlıyoruz. Yine de olanla yitinme babıda, kahvesin, kurabiyesini, tatlılarından tatmak da keyifliydi.

Alaçatı

Kemalpaşa Caddesi en yoğun ve en hareketli sokaklarından biri olduğunu söylemeliyim. Imren markası burda bir kaç dükkanın sahibi. Tatlı ve kurabiyeler konusunda gerçekten çok iyiler. Damla Sakızlı Tatlısı ve damla sakızlı kurabiyelerine bayıldık. Beyaz sakızlı kurabiyesinin pamuk gibi bir dokusu var. ilk defa böyle bir kurabiye yedim dersem abartı olmaz. Deneyin hak vereceksiniz.

Alçatı Değirmenleri

Güneş ufka doğru ilerlerken biz de Değirmenlerin bulunduğu yere doğru yürümeye başladık. Şehire hakim bir tepede konumlanan 4 adet tarihi değirmenin bulunduğu alan park haline getirilmiş. Dinlenip, soluklanmak için ideal bir yer…

Alaçatı Sokakları

Dönüş için önce Urla‘yı düşündük. Ordan Hüseyin dayılara uğramaya planladık.  Alaçatıdan Urla’ya bir kaç saat arayla otobüsler kalkıyor. Sonra vazgeçiyoruz. Çünkü otobüs bağlantıları bizi endişelendirdi. Hemen karar değiştirip, yeniden F.Altay’a yönümüzü çeviriyoruz. Otobüste hemen geldi. Alaçatı’dan Seferihisar’a gitmek için tek çare yine Narlıbahçe’de ki Üç kuyulara gitmek.

Biz de öyle yapıyoruz, Alaçatı’yı arkamaızda bırakıp 17.10 a doğru dolmuş durağına varıyoruz.

Alaçatı

17.20’de dolmuş kalktı. Seferihisar-Sığacık Dörtyol ağzına yaklaşık 50 dakika sürüyor. Kişi başı fiyat ise 6.50 Tl. Ordan Sığacık Dolmuşuna atlıyoruz. Biletler 2.50 TL, fazla sürmüyor. 10 dakika falan. Bayağı bir yorgun hissediyoruz kendimizi. Yine de hazırlanıp Kaleiçi pazarına gidiyoruz. Enginarlı börek ve bir kaç şey alıp, eve dönüyoruz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir